top of page
Yazarın fotoğrafıDilda Süzen

Seni eleştiren başkaları mı? Yoksa iç sesin mi?

Bazen bir başkasının sözü ruhunda yankılanır. “Bu kadar basit bir şeyi bile nasıl yapamadın?” ya da “Yine her zamanki gibi çok abartmıyor musun?” Bu cümlelerin ağırlığını o an sırtında hissedersin, ve bir süre sonra bu yük senden ayrılmaz. Çünkü dışarıdan gelen eleştiriler, zamanla içerideki sesine dönüşebilir. İç sesin, başkalarının söylediklerini ödünç alır ve sana karşı daha acımasız bir hale gelir.


Peki, durup düşündün mü? Seni gerçekten eleştiren kim? Çocukluğunda duyduğun o keskin sözler mi? Yoksa artık onları tekrar eden bir alışkanlığa dönüşmüş içindeki yargıç mı? Belki de çok uzun zamandır, en büyük düşmanın başkaları değil, kendi zihninin kurduğu mahkeme oldu.


İç ses, öğrenilmiş bir senaryo gibi işler. Anne-babanın, öğretmenlerinin ya da çevrendeki insanların söylediklerini zamanla içselleştirirsin. “Yeterince iyi değilim,” “Yine yanlış yaptım” ya da “Başarısız olacağım.” Bu cümleler senin kendine aitmiş gibi gelir ama aslında bir yerden ödünç alınmış sözlerdir. En kötüsü de, bu iç sesle yaşamak, dış dünyadaki eleştirilerden daha zorlayıcı olabilir. Çünkü başkalarından kaçabilirsin ama zihninden asla.


Ama Gerçekten Haklı mı Bu Ses?

O iç sesin söylediklerini bir yabancıdan duysan, ne hissederdin? Belki savunmaya geçer, belki de o kişiden uzaklaşmak isterdin. Ancak aynı şeyleri kendi zihnin söylediğinde, kabul etmeye daha meyilli olursun. Çünkü iç ses, samimiyet maskesi takar ve sana bir iyilik yapıyormuş gibi görünür. “Seni eleştiriyorum ki daha iyi ol,” der. Ancak bu sesin motivasyonu genellikle korkuya dayanır; başaramama, sevilmeme ya da yetersiz görülme korkusuna.


O iç sesi susturmak zorunda değilsin. Çünkü bastırmaya çalıştığın her şey daha güçlü bir şekilde geri döner. Bunun yerine, onun varlığını kabul et ve sorgula:

Bu düşünce nereden geliyor?

Bana gerçekten fayda sağlıyor mu?

Daha şefkatli bir iç ses nasıl olurdu?


Kendi iç sesini yeniden eğitmek, bir yolculuktur. Şefkat ve kabulle, o sesi seni aşağı çeken bir düşmandan, seni destekleyen bir dost haline getirebilirsin. Çünkü unutma, seni en çok eleştiren başkaları değil, o eleştiriyi sahiplenip büyüten sensin. Ama aynı zamanda, seni en çok iyileştirecek olan da sensin.


Sessiz bir anda iç sesine kulak ver ve şunu sor: “Neden bu kadar acımasızsın?” Belki de tek ihtiyacı, seninle gerçek bir dost gibi konuşmayı öğrenmektir.

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page