Hepimiz zaman zaman kaygı yaşarız. Bir iş görüşmesi öncesi, önemli bir sınavda veya sevdiklerimizin güvenliği hakkında düşündüğümüzde içimizde bir endişe belirir. Ancak bu tür kaygılar, genellikle bir durumla sınırlı kalır ve durum geçtikten sonra azalır. Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) olan kişiler içinse bu kaygı, gündelik yaşamın bir parçası haline gelir ve yoğunluğu çoğu zaman gerçek durumlarla orantısızdır.
Yaygın anksiyete bozukluğu, sürekli olarak aşırı endişe ve kaygının hâkim olduğu bir durumdur. YAB’li bireyler, çoğu zaman mantıklı ya da makul sebepler olmaksızın, neredeyse her konuda endişe duyarlar. Bu endişe konuları iş, aile, sağlık ve hatta günlük küçük ayrıntılar olabilir. Sorun, yalnızca kaygı duymaları değil, bu kaygının hayatlarını olumsuz yönde etkilemesidir.
Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler yaygındır:
1. Aşırı Endişe ve Kontrol Edememe Hissi
2. Kas Gerilimi/Kasılmaları
3. Yorgunluk ve Enerji Kaybı
4. Uyku Düzensizlikleri
5. Konsantrasyon Eksikliği
Bu belirtiler kişinin günlük yaşamında işlevselliğini düşürebilir ve sosyal, mesleki veya aile ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir.
YAB’nin kesin bir sebebi olmamakla birlikte, genetik, çevresel ve biyolojik etkenlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Ailede kaygı bozukluğu geçmişi olan bireylerde bu bozukluğun görülme olasılığı daha yüksektir. Temelinde bilişsel birleşmenin hakim olduğu gözükür ve bilişsel ayrışma psikoterapi süreci ile mümkündür.
Comments